Merhabalar Okul Öncesi Forum Resmi Web Sitesi 'Biz BÜYÜK Bir Aileyiz'

Foruma ücretsiz kayıt olarak mesaj gönderebilir, yeni konular oluşturabilir ve diğer üyeler ile etkileşim içine olabilirsiniz.

TEMEL ALIŞKANLIKLARIN KAZANDIRILMASINDA CEZANIN VE ÖDÜLÜN YERİ

Katılım
9 May 2006
Mesajlar
729
Tepki Skoru
0
Puanları
16
Yaş
44
TEMEL ALIŞKANLIKLARIN KAZANDIRILMASINDA CEZANIN YERİCeza, yapılan bir davranışın sonucunda, organizma için olumsuz bir durum yaratan uyarıcılara denir. Genelde iki tip cezadan bahsedebiliriz. Birinci tip cezada davranışın arkasından olumsuz uyarıcı doğrudan doğruya çocuğa verilir. Yaptığı davranış neticesinde dövülmesi, azarlanması gibi. İkinci tür cezada ise ortamda bulunan olumlu bir uyarıcı ortamdan çekilir, böylece çocuk için olumsuz bir durum yaratılır. Sevdiği çizgi filmi izlemeye izin vermeme, o gün parka gitmesine izin vermeme gibi.

Ödül ve ceza sisteminin mantığına baktığımızda çocuğa istendik davranışın kazandırılması olduğunu görürüz. Fakat ödül, cezaya göre çok daha etkilidir. Ceza türlerinde birinci tip ceza, gerek okulda gerek evde başvurulmasında sıkıntılar yaratacak bir durumdur. Çocuğun dövülmesi, azarlanması gibi cezalar, çocuk istismarı olarak nitelendirir. Ayrıca yarattığı fiziksel ve ruhsal örselenmenin yanında amacımızdan da sapmamıza neden olur. Çocuk, neyi yapmaması gerektiğini belki acı bir şekilde görebilir ama alternatifinde ne yapması gerektiğini göstermez. Bu da zamanla bir kısır döngüye girmeye sebep olabilir. Dolayısıyla davranışların şekillendirilmesinde önce ödülün kullanılması gerekir. Eğer istenilen sonuca ulaşılamaz ise ikinci tip cezaya başvurmayı düşünebiliriz.

Temel alışkanlıkları kazandırırken çocuğa sert davranmamalıdır. Verilmek istenen alışkanlıklar telaş yaratılmadan, sakin bir şekilde ve zor kullanmadan verilmelidir. Her hangi bir olumsuz etkileşim çocuğun korkmasına, güvenini yitirmesine, başarısızlık hissetmesine, aşırı kaygı duymasına sebep olabilir.

Uyumayan bir çocuğa “Uyumazsan öcüler gelecek, iğneciyi çağırırım” gibi sözler çocuğun doktor korkusu ve diğer sebepsiz korkular yaşamasına sebep olacaktır. Yine yemeğini yemeyen bir çocuğa “Yemeğini yemezsen senin annen olmam” sözleri çocuğun örselenmesine sebep olduğu gibi yemek konusunda da o günlerde ve sonrasında sorunlar yaşamasına sebep olabilecektir. Unutulmaması gereken kızgınlık, öfke anında söylenen her şeyin çocuğun beynine kaydedildiği ve yaşam boyunca onu etkileyebileceği gerçeğidir. Bu tip olumsuz diyaloglar şüphesiz aile-çocuk arasında gizli savaşın göstergesidir. Çocuk sizi sinirlendirerek cezalandırmakta iken aile de sinirlendiği için çocuğu cezalandırmaktadır.

Önemli olan anne-babanın yaşantıların soruna dönüştürmeden önlem alabilmesi ve gerektiğinde yanlış davranışları göz ardı edip, doğru davranışlarını görmeyi ve takdir etmeyi becerebilmesidir. Örneğin gece altını ıslatan bir çocuğa gece yatmadan sıvı gıdalar vermemek, yatmadan önce tuvalete gitmesini istemek, uyurken uykusunun ağır olduğu varsayımıyla gece onu tuvalete götürmek gibi önlemler çocuğun sabah kuru bir yatakta uyanmasını sağlayabilir. Böylece ona hem başarı, güven duygusunu tattırırız, hem davranışı kazandırırız, hem de onunla sabah olumsuz bir diyalog yaşamayız. Ara sıra olabilecek olan kazaları da görmezlikten gelip, kuru uyandığı günlerde de onu ödüllendirirsek kısa süre içinde alışkanlığı kazandırmış olabiliriz.

Kısacası çocuğa ceza vermeden önce, onu yargılamadan, suçlamadan önce o davranışın altında yatan/yatabilecek olan nedenleri irdelememiz gerekmektedir. Onunla uygun bir dille konuşarak onun düşüncelerini öğrenmeli, kendi düşüncelerimizi ona aktararak, onu bilgilendirmeliyiz. Genelde çocuklarımızı dinlemek yerine o an ki duygular eşliğinde onları ceza vermek daha kolaydır. Fakat bu cezalar her iki taraf içinde o anda ve sonrasında sıkıntı yaratacağı bir gerçektir.

Ceza uygularken ödülde olduğu gibi dikkat etmemiz gereken önemli noktalar bulunmaktadır. Örneğin ceza vermeden önce, davranışın gerçek sebebini bulmalı, yapıcı bir çözüm bularak çocuğa alternatif sunmalıyız. Ona yol gösterip örnek olmalıyız. Çocuğun olumsuz davranışını yaşamasına izin vermeliyiz. Çocuğa verdiğimiz ceza suçla ve onun gelişimsel özellikleriyle orantılı olmalıdır. Örneğin tuvaletini klozete değil de banyonun herhangi bir bölümüne yapan çocuğa, eline bezi verip sadece kirlettiği bölümü silmesini isteyebiliriz. Tüm banyoyu silmesini istemek abartı olacak, çocuğu öfkelendirecektir. Çocuğa asla fiziksel ceza uygulamamalıyız. Bir diğer önemli nokta da anne-baba verilen/verilecek ceza konusunda hemfikir olup, birlikte hareket etmelidir. Birinin verdiği küçük bir taviz cezayı geçersiz kılacaktır. Çocuğa verdiğimiz cezanın nedenini açıklamalıyız. Ondan beklediğimiz davranışı ona aktarmalıyız.

Genelde ceza yapılan olumsuz davranış sonucunda ilk akla gelendir. Fakat çoğunlukla istenmeyen davranışın geçici bir süre ile durdurulmasına sebep olur. Ayrıca tehdit edici bir ortamın oluşmasına da sebep olmaktadır. Çoğu zaman kişide korku, nefret gibi hatta cezanın niteliğine ve uygulanış biçimine göre saldırganlık gibi duyguların gelişmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla sıklıkla başvurmaktan kaçınmalı ve bunun yerine ödülü tercih etmemiz her zaman daha yerinde bir karar olacaktır.

TEMEL ALIŞKANLIKLARIN KAZANDIRILMASINDA ÖDÜLÜN YERİ
Ödül, çocuğa yaptığı doğru davranışın hemen ardından verilen ve çocuğun hoşuna giden bir şeydir. Ödül verilen davranışın tekrarlanma olasılığı yüksektir. Bu sebeple de çocuğun istendik ve olumlu davranışların arttırılmasında ödülün yeri büyüktür. Bu önem beraberinde bazı sıkıntıları da getirebilme riskini taşımaktadır. Ödülün ne içerdiği, ne şekilde verildiği, ne sıklıkla uygulandığı gibi noktalar ödülün amacından sapmadan yararlı bir halde kullanılabilmesi için önemlidir.

Çocuğumuza temel alışkanlıkları kazandırırken kullanabileceğimiz ödülleri üç grupta toplayabiliriz.

Çocuğun olumlu davranışlarını fark etmemiz çocuk için önemli bir ödüldür. Bu ödül aynı zamanda sosyal ödül de denilmektedir. Çocuğun doğru davranışın ardından onu kucaklama, ona gülümseme, başını okşama gibi örneklendirilebilir. Bu konuda toplumumuz ebeveyn-çocuk, öğretmen-çocuk ilişkilerinde sıkıntılar görülmektedir. Çoğu zaman yapılan doğru davranışlar görülmez ya da görülse de çocuk şımarır düşüncesiyle vurgulanmaz. Bunun sonucunda bir yandan duygusal istismardan söz edebilirken, bir yandan da doğru davranışın kalıcılığında sıkıntılar yaşayabiliriz.

Bir diğer ödül şekli de çocuğun sevdiği yiyecekler, oyuncaklar yeni bir davranışı alışkanlığa dönüştürmede kullanılabilir.

Son olarak da istediği bir etkinliği yapmasına izin vermekte ödül olarak kullanılabilmektedir.

Ödülün uygulanmasında yapılacak hatalı tutumlar çocuğun olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu noktada bilinmesi gereken önemli noktalar bulunmaktadır. Bunlar kısaca;

 Yeni bir davranışı öğretmede başarılı olabilmek için en etkili ödülü seçmeliyiz.
 Seçilen ödülün sadece davranışı yaptığı, sizinle işbirliğine girdiği zaman alacağını aktarın. Ödülü herhangi bir zamanda vermeyin.
 Ödülü başlangıçta her bir deneme sonunda veriniz. Daha sonra zamanla azaltınız.
 Ödülü gerçekleşen davranışın hemen sonrasında veriniz. Geç verilen bir ödülün çocuk için anlamı olmayacaktır.
 Okulöncesi dönemde somut (oyuncak, yiyecek,vb..) gibi vermek onlar için daha anlamlı olacaktır. Fakat somut ödüller, sözel ödüllerle birlikte verilmeli, zamanla somut ödüller aza indirgenerek, sözel ödüller ön plana çıkarılmalıdır.

Kısacası ödül çocuğun olumlu davranışlarını isteklendirmek ve güdülemesini kolaylaştırmak amacıyla verilmelidir. Ödülle bireyin olumlu bir benlik algısı geliştirilebilir. Fakat çocuk tarafından ödül amaç haline dönüştürülmemelidir. Ödülün zamanla çeşitlendirilmesi ve davranış kazanıldıktan sonra ortamdan kaldırılması gerekmektedir.

Dilek EROL
 

Giriş yap

Okul Öncesi Forum TV

000
Gün
00
Saat
00
Dakika
00
Saniye
Canlı yayına kalan süre.

18 Yıldır Sizlerle

18 yıldır sizlerleyiz. Türkiye'nin ilk okul öncesi eğitim platformu
Üst