Bu yazım yalınlık üzerine...
Sadelik ve onun etkileri üzerine. Sade olmak, duru olmak, su gibi olmak üzerine. Açıklık üzerine en çokta.
Teknolojiye yetişmeye çalışarak, trafikte bir yerden bir yere varmaya odaklı, koşuşturma içinde, çalışmak zorunluluğunun bilincinde, üstelik tüm bunları kendi kimliğimizle yapmaya çalışıyoruz, var olmak için aşırı bir efor gösteriyoruz. Peki bu efor bizden neler götürüyor farkında mıyız acaba? Kendi sadeliğimizle yer bulabiliyor muyuz hayatın içinde? Yoksa illa bir kimlik giyinmek zorunda mıyız? Peki makyajsız, boyasız, takım elbisesiz, çıplak ayak kalsak, o zaman dünyanın neresinde buluruz kendimizi. Acaba kaçımız hala bulunduğumuz yerde oluruz?
Yalın olmak, öylece olduğun gibi olmak, hiç bir şeyin arkasına saklanmaya gerek duymadan yaşabilmek. Sırf herkeste var diye illa aynısından edinme çabasından vazgeçmek. Şuh kahkalarla daha kadın olduğumuzu sanıyoruz. Hani şu hepimizin bayıla bayıla izlediği filmlerin arkasında gerçekten neler var caba, kaçımız biiyoruz? Ne demeye çalışıyorlar asıl bize? Kadın dediğin selvi gibi olur, iri memeli, ince belli, bu filmlerde ki gibi giyinip sokağa çıkmak imkansızdan da öte....( Her şeyden öte rahat görünmüyor gözüme) Her şeye yetişir, işine, ailesine , kocasına, dansa , komşularına. Erkek dediğin kaslı , romantik ve de güçlü olur, çalışkan ,ailesine çocuklarına bağlı. Diğerleri yan yardımcı oyuncudur ya da figüran... Hayatta da öyle mi acaba? Şişman ya da ortalamanın altında olanlar yardımcı mı olur baş rol arkadaşlarına ya da yanlarında figüran olarak mı durur?
Güçlü kadınlar ve erkekler vardır, bir de güçsüz ve zayıflar. Oysa sadelikler yok mudur yaşamda? Bir şeyin en iyisi olmak adına hayatını harcamadan hayatın sana sunduğu yok mudur? Bedeller ödemeden de başarılı ve mutlu olunmaz mı? Sadeliklerimiz, kendiliklerimiz bizi güzel ya da güçlü yapmaz mı? Özel kılmaz mı, farklı yapmaz mı , sıradanlıktan çıkarmaz mı?
Ben samimiyetten yanayım ne olursa olsun , ne yapılırsa yapılsın yeter ki samimi olsun , yüreğin ta derinliklerinden gelsin. Düşünülseün taşınılsın, gerekirse kırk kez daha düşünülsün ama sade, yalansız ve samimi olsun.
Yaşam sahnesinde böyle rol alacaksam ne ala.. Alamasamda her sabah yeni bir güne uyanmakta yeter bana.. Kendi alanımı temiz tutmak yeter. Sade kalabilmek daha güzel. Yalın konuşabilmek daha özel
Bir şarkı olsam , az enstrumanla çalınmak isterdim. Sadece bir ses de olabilir. Öyle şatafata gerek yok.
__________________
HALEN?N HARES?
Sadelik ve onun etkileri üzerine. Sade olmak, duru olmak, su gibi olmak üzerine. Açıklık üzerine en çokta.
Teknolojiye yetişmeye çalışarak, trafikte bir yerden bir yere varmaya odaklı, koşuşturma içinde, çalışmak zorunluluğunun bilincinde, üstelik tüm bunları kendi kimliğimizle yapmaya çalışıyoruz, var olmak için aşırı bir efor gösteriyoruz. Peki bu efor bizden neler götürüyor farkında mıyız acaba? Kendi sadeliğimizle yer bulabiliyor muyuz hayatın içinde? Yoksa illa bir kimlik giyinmek zorunda mıyız? Peki makyajsız, boyasız, takım elbisesiz, çıplak ayak kalsak, o zaman dünyanın neresinde buluruz kendimizi. Acaba kaçımız hala bulunduğumuz yerde oluruz?
Yalın olmak, öylece olduğun gibi olmak, hiç bir şeyin arkasına saklanmaya gerek duymadan yaşabilmek. Sırf herkeste var diye illa aynısından edinme çabasından vazgeçmek. Şuh kahkalarla daha kadın olduğumuzu sanıyoruz. Hani şu hepimizin bayıla bayıla izlediği filmlerin arkasında gerçekten neler var caba, kaçımız biiyoruz? Ne demeye çalışıyorlar asıl bize? Kadın dediğin selvi gibi olur, iri memeli, ince belli, bu filmlerde ki gibi giyinip sokağa çıkmak imkansızdan da öte....( Her şeyden öte rahat görünmüyor gözüme) Her şeye yetişir, işine, ailesine , kocasına, dansa , komşularına. Erkek dediğin kaslı , romantik ve de güçlü olur, çalışkan ,ailesine çocuklarına bağlı. Diğerleri yan yardımcı oyuncudur ya da figüran... Hayatta da öyle mi acaba? Şişman ya da ortalamanın altında olanlar yardımcı mı olur baş rol arkadaşlarına ya da yanlarında figüran olarak mı durur?
Güçlü kadınlar ve erkekler vardır, bir de güçsüz ve zayıflar. Oysa sadelikler yok mudur yaşamda? Bir şeyin en iyisi olmak adına hayatını harcamadan hayatın sana sunduğu yok mudur? Bedeller ödemeden de başarılı ve mutlu olunmaz mı? Sadeliklerimiz, kendiliklerimiz bizi güzel ya da güçlü yapmaz mı? Özel kılmaz mı, farklı yapmaz mı , sıradanlıktan çıkarmaz mı?
Ben samimiyetten yanayım ne olursa olsun , ne yapılırsa yapılsın yeter ki samimi olsun , yüreğin ta derinliklerinden gelsin. Düşünülseün taşınılsın, gerekirse kırk kez daha düşünülsün ama sade, yalansız ve samimi olsun.
Yaşam sahnesinde böyle rol alacaksam ne ala.. Alamasamda her sabah yeni bir güne uyanmakta yeter bana.. Kendi alanımı temiz tutmak yeter. Sade kalabilmek daha güzel. Yalın konuşabilmek daha özel
Bir şarkı olsam , az enstrumanla çalınmak isterdim. Sadece bir ses de olabilir. Öyle şatafata gerek yok.
__________________
HALEN?N HARES?